Kumbahçeli kadınlar, pazartesi günü ihalesi yapılacak kaçak iskeleye karşı yapılan basın açıklamasının ardından, eski günlerini anlattılar.
Bodrum Yarımadası’nın hemen yerinde yaşanan yapılaşma gibi, Kumbahçe’de de uzun yıllardır yaşanan değişikliler mahalleliler tarafından çok da hoşlukla karşılanmayıp, biraraya geldiklerinde eski günlerin güzelliklerini hatırlamalarına neden oluyor. Bugün, Halikarnas Disco’nun önüne çakılan kazıkların, iskele yapımı olarak Milli Emlak tarafından ihaleye çıkarılmasını protesto ettikten sonra, bir kahvede biraraya gelen birkaç mahalleli kadın, hem şenlikle hem de hüzünle eski günlerini yad ettiler.
“Buralarda kayalarımız vardı. Her birine kendi isimlerimizi verirdik. 14-15 yaşlarında genç kızlardık. Zehra, Müjgan, Artemis, Güler gibi isimleri vardı her birinin. Kayalıklarımıza kadar yüzerdik. Ayaklarımızı denize salınca, ahtapotlar gelir sarılırdı bacağımıza. Bacaklarımız beyaz ya…Biz de elimizle onları tutardık. Balıklar tutardık. Her gün yüzer ve çıkarken balık tutar, kedilerimize verirdik. Kayalarımızda kaymamak için elele tutuşur, birbirimizi tutardık. Çocuk arabalarımızla yürürken, dalgaların arasından geçerdik. Dalganın çekilmesini bekler, yine sürmeye devam ederdik arabacıkları. Şimdi dolduruldu buralar. Kayalıklarımızı yok oldu. Mıcırlarla doldurdular onları. Buz gibi tertemiz denizimiz vardı. Şimdi balıkların bile eski tadı yok. Tertemiz deniz yok ki, balıkların tadı olsun. ”
DENİZİMİZE BİLE GİREMİYORUZ
“Şimdilerde buralardan denize bile giremiyoruz. ‘biz buraya para ödüyoruz. buradan giremezsiniz’ gibi laflar ediyorlar. Her şeyimize sahip çıktılar. Kapılarımızı bile kilitlemezdik. Yaz akşamlarında, hasırlarımızı kapar, birer yastık alır, gelir kıyıya sererdik. Uyur, uyanır yatardık yani serin serin buralarda. Yalın ayak saklambaç oynar, ayaklarımızı akrepler sokardı, bağırışırdık. Akşamları ateş yakardık, kayalarımızdan topladığımız deniz kestaneleri, kabukluları pişirirdik. Biz kayalarımızı istiyoruz”