Yatağan Termik Enerji Üretim A. Ş. tarafından açılmak istenen Turgut Kapalı Kömür Ocağı projesi için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası üzerine Muğla Valiliği tarafından 20.06.2018 tarihinde verilen ÇED gerekli değildir kararı için ikinci kez iptal kararı verildi.
ÇED gerekli değildir kararının iptali için dava açan Yatağan Turgut Köyü’nden Tayyibe Demirel’e, dava sürecinde, ekoloji mücadelesi yürüten kişi ve kuruluşlar ile Muğla Çevre Platformu hukuki destek verdi. Dava mahkeme tarafından kabul edilip, 11 Ekim 2018 tarihli kararla işlemin iptaline karar verildi. Yatağan Termik Enerji Üretim A. Ş.’nin de davalı yanında müdahil olduğu davada verilen bu karar, Danıştay tarafından, bilirkişi raporuyla yapılacak tespitlere göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozuldu. Dava, Mahkeme tarafından yeniden görülmeye başladı.
Mahkemenin belirlediği bilim insanlarından oluşan bilirkişi heyeti, kapalı kömür ocağının açılmasının yaratacağı etkileri, düzenledikleri bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak irdeledi. Projenin uygulanmasının yürürlükteki Çevre Düzeni Planı’na aykırılığından, tarım topraklarına, yeraltı sularına, biyolojik çeşitliliğe vereceği zararlara kadar, çevrede yaratacağı tahribatı ayrıntılı olarak ortaya koyan bilimsel bir rapor düzenledi. İtiraz üzerine bir ek rapor da düzenlendi.
Mahkeme, bilirkişi raporu ve ek raporda yer alan tespitleri esas alarak ÇED gerekli değildir kararının iptaline yeniden karar verdi. Mahkeme kararının dayanağını oluşturan ve bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak yer alan önemli noktalar kısaca şöyle:
– Çevre Düzeni Planında sulama alanı olarak da belirlenmiş mutlak tarım arazilerinde tarım dışı amaçlı bu tür bir tesis açılması plan kararlarına aykırıdır.
– Mutlak tarım arazisi olan alanda açılacak kömür ocağı Zeytin Kanunu’na da aykırı olacak, tarım arazilerinin bütünlüğünü bozacaktır.
– Kömür ocağı çevredeki doğal ekosistemin bozulmasına, biyolojik çeşitliliğin zarar görmesine yol açacaktır. Ayrıca, insan sağlığına zarar vermesi ve toplamsal sorunlara yol açması söz konusudur.
– Çevrede geniş bir alandaki su kaynaklarının kirletilmesine yol açması kaçınılmazdır.
– Asit maden drenajı oluşması ve radyoaktivitenin artmasıyla yüzyüze kalınacaktır.
– Proje, madencilik teknikleri açısından da rasyonel ve uygun değildir.
Kararın önemli bir yönünü de aynı proje için bir yandan da ÇED sürecinin başlatılmış ve halen sürüyor olması oluşturuyor. Dava sürecinde Tayyibe Demirel’e destek sağlayan MUÇEP ve Ekoloji Kolektifi Derneği hukukçuları, bu mahkeme kararının gerekçeleri ve kararın dayanağı olan bilirkişi raporundaki tespitlerden sonra, ÇED sürecinin ‘ÇED olumlu’ kararıyla sonuçlandırılmasının, mahkeme kararının gerekçelerine, bilirkişi raporundaki bilimsel tespitlere ve hukuka tümüyle aykırı olacağına dikkat çekiyor. Hukukçular, karardan sonra, Bakanlığın ÇED başvuru dosyasını iade etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Muğla Çevre Platformu sözcüleri “Türkiye’deki ekoloji mücadelesinin önemli bir parçası olan Yatağan’daki süreç açısından önemli bir yere sahip olan bu davada ulaşılan olumlu sonucu, birlikte hareket etmenin, dayanışmanın başarısı olarak da sevindirici buluyoruz.” dediler.