Anasayfa » Çevre » YALIÇİFTLİKLİ KAPTAN “TOPRAĞINA, ORMANINA, KOYUNA SAHİP ÇIKMAYAN, AİLESİNE DE SAHİP ÇIKAMAZ”

YALIÇİFTLİKLİ KAPTAN “TOPRAĞINA, ORMANINA, KOYUNA SAHİP ÇIKMAYAN, AİLESİNE DE SAHİP ÇIKAMAZ”

Bodrum Yalıçiftlik mahallesi Kargıcık koyundaki 1. Derece Doğal Sit ve ormanlık 250 dönümlük arazide geçtiğimiz hafta gece yarısı yapılan katliamda onlarca zeytin ve ardıç ağacı kesilmesine tepki, yöre halkı ve Bodrumlular’dan geldi. 

Kargıcık koyu sırtlarında, 1. Derece Doğal sit ve ormanlık 250 dönümlük arazide geçtiğimiz hafta gece yarısı yapılan katliamda onlarca zeytin ve ardıç ağacı kesilmesi, bugün Bodrumluların sert tepki eylemi ile karşılandı. Bodrum Kent Konseyi tarafından  düzenlenen “Ormanıma Dokunma Eylemi”ne yaklaşık 500 köylü, Yalıçiftlik Mahalle Muhrtarı Halil Köse,   CHP’li Bodrum Belediye Başkan Adayı ve halen meclis üyesi Mustafa Saruhan, İyi Parti  Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, her iki partinin meclis üye adayları ve ilçe başkanları da katılarak, yöre halkına destek verdi.

Ellerinde birinci derece doğal sit alanlarının ve katliamın yapıldığı bölgenin haritalarının yer aldığı posterlerle katılan yöre halkına,  “Yaşanabilir Bir Bodrum istiyoruz” yazılı pankart ile gelen çevreciler, Bodrum Belediyesi Şehir Tiyatrosu Sanatçıları ile Gümüşlük Çevre Sanat Derneği üyeleri de köylülerin destekçileri arasında idi.

Kargıcak Koyu’nda basın açıklaması yapan Bodrum Kent Konseyi Ekoloji ve Bodrum Kimliği Grubu sözcüsü Çiğdem Erko, birkaç gündür koyda yaşanan gelişmeleri paylaşarak hukuk mücadelesi başlatacaklarını söyleyerek “Bunun arkasında aracılar olduğunu öğrendik. Ankara’dan yönlendiriliyorlar. Savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra bu kişileri deşifre edeceğiz” dedi. Erko sözlerine  “Köyün 70 yaş üstü yaşayanlarının dediğini aktararak başlamak istiyorum; “biz doğduğumuzdan beri burası böyledir, civarda küçük ölçekli tapulu araziler vardır ama doğal sit alanı olan burası hep böyledir.” diyerek, bugüne kadar yaşananları özetledi.

 “TOPRAĞINA, ORMANINA, KOYUNA SAHİP ÇIKMAYAN, AİLESİNE DE SAHİP ÇIKAMAZ”

Olayı Bodrum kamuoyuna duyuran Kaptan Mehmet Pehlivan da “bunlar geri gelir. nöbet tutacağız, devriye gezeceğiz. Kestikleri ardıçları, delice zeytinleri, çamları tekrar yerine dikeceğiz. Biz kıyıp da bir tane çalı kesemiyoruz. Ama dışarıdan gelip de bu güzelim ormanı açıp, para peşinde koşmanın hiçbir anlamı yok. Vatanına, toprağına, koyuna, ormanına sahip çıkamayan, ailesine de sahip çıkamaz“ diye konuştu.

“MİLAS’TAN ÖZEL MİNÜBÜSLERLE GELDİLER”

Bodrum Kent Konseyi Ekoloji ve Bodrum Kimliği Grubu’nun basınla paylaştığı durum tesbiti şöyle:

“Henüz kurumsal muhatabını bulamadığımız ki, elbette bulacağız, bir saha temizliği başlatılmış bu doğal sit alanında. Çeşitli kaynaklardan pek çok bilgi geldi, burada yaşayan Mehmet Kaptan’ın öncülüğünde öğrendiklerimiz şunlar:

  • Milas’tan özel minibüslerle buraya günübirlik eleman getirilmiştir, sayıları 100 veya üstüdür.
  • Aldıkları talimatlarla yılların zeytin ve ardıç ağaçlarını bir düzen içinde kesmeye başlamışlardır. Bu çalışmayı yöneten isimler ile birlikte yapılan eylem Mehmet Kaptan tarafından Kaymakamlığa bildirilmiş ve biz Kent Konseyi, Bodrum ekoloji ve kent kimliği grubumuza iletilmiştir.
  • 7 kişilik ekip arkadaşlarımız ile birlikte Perşembe günü buraya geldiğimizde Kaymakamlığa yapılan duyurunun akabinde Jandarmanın gelip çalışmayı durdurduğunu öğrendik ve bulunduğumuz yere köyden arkadaşlarla gelip keşif ve fotoğraflama çalışması yaptık. Gördüğünüz gibi doğal sit olan ve yüzyıldan beri var olan pek çok ağaç kesilmiş. Bu çalışmaya aracılık eden kişilerin köyden bu civarda tapusu olanlara 250 dönümlük  araziden toprak vermeyi teklif ettiklerini, bazılarının bunu kabul ettiklerini ve karşılığında da sessiz kalmayı taahhüt ettiklerini dinledik. Bir zilyetlik tapusu konuşuluyor bu çerçevede, yani 250 dönümün küçük bir parçası sus payı olarak dağıtılacak, kesilen ağaçlar ve gelen yaz mevsimi ile birlikte çölleşecek olan bu alan, şimdilik öğrenemediğimiz proje adı altında betona ve bir avuç zengine teslim edilecek.
  • Hepimizin bildiği gibi kıyılarımız, doğal ve arkeolojik sit alanlarımız vahşi bir talan yaşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, daha önce bu alanlarda yapılacak maden dahil her türlü faaliyette söz sahibi olan Orman Bakanlığının tüm yetkilerini alarak tek söz sahibi olmuş durumda.  Yerel idare bazen kolaylaştırıcı, bazen görmezden gelici, bazen destekleyici ya da yetkisizliğin kalkanına saklanıcı olabiliyor, pek çok örneğini yaşadık, yaşıyoruz.
  • Hem ekolojimiz, hem doğal-arkeolojik sit alanlarımız, hem yerel değerler ve sürdürülebilir ekonomimiz yok ediliyor. Yatırım adı altında mafyalaşmaya varan oluşumlar yarımadaya egemen oluyorlar yavaş yavaş.
  • Burada yaşayan ve yaşamayı seçen bizler, Anayasa’dan gelen yurttaşlık hakları temelinde toprağımıza, doğamıza sahip çıkacak, yasalara aykırı tüm işlemlere yine yasalar çerçevesinde mücadele edeceğiz. Aynı Küdür gibi, Aspat gibi, Gerenkuyu gibi ve daha pek çok yasal olmayan oluşumlara karşı durduğumuz gibi. Yarın hukukçu arkadaşımız Mehmet Çilsal tarafından hazırlanan dosyalarla Savcılığa suç duyurusunda bulunacak ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz. Kent Konseyi çatısı altında yurttaşlar olarak birlikte yapabileceğimiz pek çok şey var, zamanı ve ilgisi olan herkesi aramızda görmek isteriz. V e son söz tüm ilgili devlet ve yerel kurumlarını, görevlerini; kamu yararı gözeterek adil ve eşitlikçi bir şekilde yapmaya davet ediyoruz.
  • Yarımadamızdan elinizi çekin…”

 

KÖYLÜLER NÖBET TUTMAYA BAŞLADI

10 Şubat tarihinden bu yana ağaç katliamı ve arazi yağması başlayan 1. Derece SİT alanı Kargıcak’a, minibüslerle işçi getirildiğini haber alan Bodrum çevrecileri durumu Kaymakamlığa bildirdi. Kaymakamlık, jandarmayı bilgilendirdi ve bölgedeki ağaç kesimi durduruldu. İşçilerin Milas’tan getirildiğini haber alan Bodrum çevrecileri, olayın peşine düşerek araştırmaya başladı. Yöre sakinlerinin nöbet tutmaya başladığı bölgede bir basın açıklaması düzenleyen çevreciler, “Bunun arkasında aracılar olduğunu öğrendik. Ankara’dan yönlendiriliyorlar. Savcılığa suç duyurusnda bulunduktan sonra bu kişileri deşifre edeceğiz” dediler.
Grup adına konuşan Çiğdem Erko, ağaç kıyımı yapan üç aracı ismi tespit ettiklerini belirterek, “Bu isimleri kaymakamlığa bildirdik. İsimler bizde. Olay savcılığa intikal ettiğinde herkes öğrenecek.” Diye konuştu. Bölgeye gelenlerin köylülere “Yardımcı olursanız ve olayı çevrecilere duyurmazsanız size de pay vereceğiz” dediklerini anlatan Erko, “Kaptan Mehmet Pehlivan’ın suç duyurusunda bulunmasıyla olayı öğrenmiş bulunuyoruz. Jandarma Perşembe günü kıyımı durdurdu ve sorumlulara ceza kesti. Akabinde bu insanlar bir daha burada görünmedi. Ama her şey bitmedi.” İfadelerini kullandı.

1. DERECE DOĞAL SİT ALANINDA KIYIM

Olayın hukuki boyutu hakkında bilgi veren hukukçu  ve çevreci aktivist Mehmet Çilsal da,  Kargıcık koyunun da içinde bulunduğu bölgenin, 2018’de Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanarak askıya çıkarılan bir alan olduğunu belirterek “O plana hiçbir itiraz olmamıştır. Bu plan, bir turizm yatırımı geleceğinin işaretini vermiştir. Bunu destekleyen bir diğer belge de 1/ 25 binlik yarımada çevre düzen planıdır. Bunu yapma yetkisi Muğla’daydı. Artık bu planlar da yerel yönetimlerin elinden alındı. Sahil kıyıları turizm merkezi olarak gösteriliyor burada da. Oysa burası 1. Derece SİT bölgesidir.

GÖKOVA’YA AKIN BAŞLATTILAR!

2011 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun Yalıçiftlik ile ilgili aldığı kararda, bölgedeki tüm doğal SİT alanlarının kayıt altına alındığını hatırlatarak,  şöyle devam etti:
“1. Derece SİT bölgesidir burası. Bu bölgede, hükümet 2013 senesinden bu yana proje başlattı. Adı, Korunan Alanların Yeniden Değerlendirilmesi ve Tescil Edilmesi projesi… Muğla ölçeğinde ilan edilmiş kısımlarına karşı dava açtık MUÇEP olarak. Muğla Büyükşehir Belediyesi de bir başka dava açtı. Her ikisi de devam ediyor şu anda. Bu proje ile 1.2. ve 3. Doğal SİT tarifleri kaldırılıp, yerine üç yeni tarif getiriliyor. Bununla, 2013’ten bu yana Muğla’nın korunan alanları, bütün kıyıları, hükümet tarafından imara açılmak isteniyor. Eskiden kıyı ve deniz alanları diye bir tarif yoktu. Deniz alanları da yarattılar. Denizi doldurmak anlamında, tesis yapmak anlamında yönetmelikler yazıldı. Burada da böyle bir düzenleme var. Bu bölge inşaata açılan bölgedir. Yani yeni tanımıyla nitelikli koruma alanı, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı. Böyle ilan edilecek bugün yarın.”

İŞBİRLİĞİ VAR MI? YOKSA KATARLILAR MI?

Bütün bu gelişmeler neticesinde bölgede yoğun bir faaliyet başlatıldığını söyleyen Çilsal, “Gökova’dan doğru buraya kadar da başlamış faaliyetler. Duyduğumuza göre Milas’tan her gün yaklaşık bin insan Gökova kıyılarına taşınmış. Bunu niye yapıyorlar? Orman vasfı ise bu vasfını kaybetsin diye… Koruma yoktur diyebilmek için. Yeni tanımları ilan ettikleri noktadan itibaren de projeler başlayacak. Her gün bin insanı buraya yollayıp katliam yaptıranlar kim? Bu talancılar, nereden organizeler? Ankara’dan mı? Veya bir işbirliği mi var? Yoksa mesela Katar’lılar mı?” diye konuştu.

CHP ve İYİ PARTİ DE “ÇEVRENİN SİYSETİ YOKTUR”

CHP’li Bodrum Belediye Başkan Adayı  Mustafa Saruhan ve  İyi Parti  Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun da özetle , çevre sorunlarının siyaseti olmaz. Doğayı hep birlikte, yerelle birlikte hareket ederek koruyacağız” diyerek, yöre halkının yanında olduklarını ifade ettiler.

 

windows 10 home lisans satın al

Paylaş