Tepecik Kahvesi, Tepecik Camii’nin daha görünür hale çıkması amacı için yeri değiştirilmişken, bu kez de dolgu alanının “sit alanı” olduğu ve koruma kurulunun izni olmadan yapıldığı iddiası ile, şikayet üzerine yargılanan Bodrum Belediye Başkanı ve encümen kararı ile kaldırılıyor.
Tepecik Cami etrafındaki çevre düzenlemesi ve meydan çalışmaları sırasında yeri değiştirilmiş olan kahve, tescilli Tepecik Cami’nin doğal ve kültürel yapısının ortaya çıkarılıp aslına uygun onarılması amacıyla cami yanından alınmış, tamamen sökülüp takılabilen bir sistemle şimdiki bulunduğu yere kafe statüsüyle taşınmıştı. Ancak yapılan bu işlemin ardından Tepecik Kafe hakkında, 22.04.2013 tarih ve 380576 sayılı BİMER sistemine gönderilen bir ihbar dilekçesi yoluyla inceleme başlatılarak Bodrum Belediyesi ve Bodrum Belediye Başkanı hakkında soruşturma açıldı. Sonrasında ise Bodrum Belediye Başkanı, TCK’nın 257/1, 2863 sayılı kanun 65/1-b, TCK 184/1 numaralı maddesine göre cezalandırılmak üzere mahkemeye sevk edildi. 1970li yıllardan bu yana var olan “Tepecik Kahve” sinin zorunlu olarak yerinden kaldırılması durumuyla karşı karşıya kalan Bodrum Belediyesi, 1 Mayıs Pazar günü belediye ekiplerinin çalışmalarıyla kaldırma işlemini gerçekleştirecek.
DOLGU ALANI SİT ALANI OLUR MU?
Bugün Tepecik Kahve’de basın toplantısı düzenleyen Başkan Mehmet Kocadon, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu.
“408 tane yıkım kararı alınmış yeri yıkmamakla ilgili hakkımda soruşturma açıldı. Bu alınan kararların birçoğu da benden önceki dönemde alınmış kararlar. Şimdi yine 8 bin tane daha aynı şekilde alınmış karar var. Tabi bütün suçlu benmişim gibi yansıtılıyor. Ama bizim için önemli olan ve hepimizin bugün burada olmamızın nedenlerinden bir tanesi de, geçmişten bugüne kadar Bodrum’un imar planlarında olsun yapılaşmasında olsun şöyle bir baktığımızda, esasında iskana ve ruhsata aykırı binalar olduğunu hepimiz görüyoruz. Kaçak yapı dediklerimiz de bunlar. Daha doğrusu iskan ya da ruhsat alındıktan sonra mal sahibinin yapmış olduğu ilaveler, yapmış olduğu tecavüzler ki bunlarla ilgili kararlar bunlar. Tabi ki yıkmadığımız için de geçenlerde sizler de şahit oldunuz, bildiğiniz gibi 15 aylık hapis cezası aldım. Bununla ilgili birçok davamız, Bodrum Adliyesinde görülmeye başlandı. Bunlardan bir tanesi de maalesef görmüş olduğunuz Tepecik Kafe. 2009-2014 yılları arasında Bodrum’un alt ve üst yapısı ile ilgili bir çalışma yapmıştık. Bu çalışmamızda hem tarihimize hem kültürümüze sahip çıkarak o yerleri güzelleştirdik. Bunlardan bir tanesi de Türkiye’de benim bildiğim iki tane; biri Ortaköy Cami biri de bizim Tepecik Cami’ydi. Bu güzel camimize bitişik bir kafemiz vardı ve çok eski duruyordu, caminin tüm güzelliğini kapatıyordu. Üst yapı çalışmaları sırasında oradaki kafemizi 100 metre kadar ileriye çektik. Bakın şuan arkamızda çok güzel bir camii duruyor. Kafemizi buraya açtıktan sonra, bu güzel kafeyi kamuya açtıktan sonra Bodrumlu bir vatandaş kafeyi şikayet etti. Yapılan incelemelerde buranın dolgu alanı olduğunu ve bu binanın prefabrik bir bina olduğunu biz anlatamadık ve hakkımızda soruşturma açıldı. Üzülerek söylüyorum ki pazar gününden sonra Tepecik Kafe artık yok ve bu yapının prefabrik bir yapı olduğunu, sökülüp takılabilir bir yapı olduğunu da göstermek istiyorum” dedi.
“İMAR KİRLİLİĞİNDEN EN ÇOK CEZA ALMIŞ BAŞKANIM”
Türkiye’de imar kirliliğinden bu kadar çok ceza almış, başka bir belediye başkanı olmadığını söyleyen Başkan Kocadon, inşaat yapanlara şu mesajı verdi;
“Vatandaşlarımız da artık duyarlı olsun, bizden aldıkları ruhsatlara, iskanlara ek binalar yapmasınlar. Bunu hiç suçu olmayan bizler, şahsım ve müdürlerim ödüyor. Yıkımlara buradan başlıyoruz ve 408 tane acil yıkım kararı olan yer var. Ve bunlar benimle alakası olmayan kararlar. 1987 yılında alınmış kararlar bile var. Bu görevlere talip oluyorsak, biz bu riskleri de alacağız. Risk alamıyorsanız halkın karşısına geçmeyeceksiniz. Şunu da söylüyorum ki; suçlandığım şeylere baktığınızda ne rüşvet var, ne ihaleye fesat var, ne de yüz kızartıcı bir suç var. Bunlardan daha önce suçlandım, hiç biriniz inanmadınız, hepsinden de beraat kararı aldım berat ettim. Şimdi de imar kirliliğine sebebiyetten suçlanıyorum. Bunlardan da eminim ki, Türk yargısı gerekli hassasiyeti gösterecektir ve yargılama sürecimiz devam edecektir. Ben Türk Adaletine de inandım ve inanmaya da devam edeceğim.”
ASLA 1.DERECEDEN SİT ALANI DEĞİL
Kocadon açıklamalarını şöyle sürdürdü “Burası arkadaşlar, benim gençliğimde dolmuş bir alandır. Burası asla 1. dereceden arkeolojik sit alanı değildir. Bodrum’da yaşayan belli yaş grubunun hepsi buranın dolgu olduğunu bilir. Pazar gününe kadar bu güzel kafenin tadını çıkaralım. Göreceksiniz bir günde söküp başka yere taşıyacağız. Mutfak malzemeleri Ortakent’e gidecek, diğer malzemeler de Torba’da yapımı süren kafemize gidecek. Bu kafenin en büyük özelliği; Bodrum halkının ve Bodrum’u bu güne kadar getiren büyüklerimizin keyif sürdüğü yer olmasıdır ama onları yine de mağdur etmeyeceğiz. En kısa zamanda Etüt Proje Müdürlüğümüz ile halkımıza güzel bir kafe kazandırmak için çalışmalara başlıyoruz. Bu basın açıklamamızı, Bodrum halkının takdirlerine sunmak istiyorum. Türkiye’de herhalde imar kirliliğinden bu kadar çok yargılanmış başka bir belediye başkanı olduğunu sanmıyorum. Vatandaşlarımız da artık duyarlı olsunlar, bizden aldıkları ruhsatlara iskanlara ek binalar yapmasınlar. Çünkü bunu hiç suçu olmayan bizler, şahsım ve müdürlerim ödüyor. Yıkımlara buradan devam ediyoruz. 408 tane acil yıkım kararı olan yer var ve bunlar benimle alakası olmayan kararlar. 1987 yılında alınmış kararlar bile var. Bu görevlere talip oluyorsak, biz bu riskleri de alacağız. Risk alamıyorsanız halkın karşısına geçmeyeceksiniz. Ben Bodrum halkının beni ne kadar çok sevdiğini, saydığını bilen bir belediye başkanıyım. Allah bana yaşarken, halkım tarafından ne kadar çok sevildiğimi gösterdi Bu yüzden halkıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Umarım ki en kısa zamanda güzel açılışlar yapmak dileğiyle hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Ben sizlerle varım ve sizlerle olmaya devam edeceğim. Şunu da söylüyorum ki; suçlandığım şeylere baktığınızda ne rüşvet var ne ihaleye fesat var ne de yüz kızartıcı bir suç var. Bunlardan daya önce suçlandım, hiç biriniz inanmadınız, hepsinden de beraat kararı aldım berat ettim. Şimdi de imar kirliliğine sebebiyetten suçlanıyorum. Bunlardan da eminim ki, Türk yargısı gerekli hassasiyeti gösterecektir ve yargılama sürecimiz devam edecektir. Ben Türk Adaletine de inandım ve inanmaya da devam edeceğim.”