Günlerden cumartesi, hafta sonu yani. Ardından yeni bir hafta geliyor. Sanata kültüre dair, bir dolu etkinliğin olduğu yeni bir hafta yani…”Bodrum’da Bu Hafta”
Ama artık “o” hafta yok. Zaman durdu. Bitti birden bire haftalar. Bir daha geri gelemeyecek kadar bitti hem de. Hani nerede o kocaman göbeğini taşımakta zorlana zorlana ama boynundaki kamerasını taşımakta hiç zorlanmadan, her sanat-kültür etkinliğinde yanımızda biten, mütevazi ama kocaman yürekli, sanatın-sanatçının yılmaz neferi ; naif, kibar, bir kez olsun yüzünün gülmediğini görmediğimiz, bir kişi ile bile arası açık olmayan, saygılı adam…Nerede o şakaları ile bizi güldüren, efendiliği ile bizleri ciddiyete de davet eden, yıllardır sanata verdiği destekten bir kuruş çıkar sağlamadan sanatın-sanatçının yılmaz neferi nerede?
“Bodrum’da Bu Hafta”lar yok artık..Cumartesi günleri elektronik-postamda ‘Dilek Cebeci’ Gelen Kutusu “Bodrum’da Bu Hafta” yok artık…
Ama ‘O’ yüzbinlerce fotoğrafı ile hangimizin hayatında elle tutulacak kadar somut anılarımızın sahibi olmadı mı ki? Binlerce, yüzlercemizin en özel, en güzel anlarını ölümsüzleştirmedi mi ki? Bodrum değil sadece, Türkiye’nin birçok yerinden Bodrum’a gelip de, sanata dair bir etkinlikte olup da, onun kamerasına takılmayan oldu mu? Rastgele değil, özenle herkesi fotoğraflamadı mı? Anlarımızı anılara dönüştürmedi mi? Sergiler, konserler, tiyatrolar, konferanslar…Hepsi geldi geçti ama o anlar, anılarımız ‘O’nun kamerasından çıkan fotoğraflarımız ile yaşıyor. İşte, ölümsüzlük, sonsuzluk bu olsa gerek…
Çok üzüldüm, üzüldük, üzülüyoruz, üzüleceğiz, içimiz acıyacak, yanacak yüreğimiz….Ama bunları yazarken biraz içim serinledi. Fark ettim ki, insanlar ürettikleri ile ölümsüzleşiyor. Aslında çok iyi bildiğim bir şeyi, zaten Dilek Cebeci dostumuzun yaptığını ve ben yaşadığım sürece hayatımda hep ürettikleri ile var olacağını, onu hiç unutmayacağımı , yüreğimdeki ince bir özlem sızısı ile onu hep yaşatacağımı …Fark ettim ki Dilek, sen hep çok özel olacaksın hayatımızda…
REZZAN ŞEBİN