Anasayfa » Çevre » DOĞAL SİTLER PANELİNE “MUÇEP” DAMGASINI VURDU

DOĞAL SİTLER PANELİNE “MUÇEP” DAMGASINI VURDU

“Doğal Mirasımız-Doğal Sit Alanları” adlı panelin düzenleyicisi olan  TMMOB Mimarlar Odası’nın Muğla’daki panelinin yankıları sürüyor.

TMMOB Mimarlar Odası, 11 Şubat 2017’de Muğla’da “DOĞAL MİRASIMIZ-DOĞAL SİT ALANLARI” adlı panel düzenledi.  PRof. Ruşen Keleş’in yönettiği panele TMMOB Genel Başkan yardımcısı Zeynep Eres İstanbul’dan katılırken,  Muğla Mimarlar Odası Başkanı Osman Köseoğlu ev sahipliği yaptı. Panele Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Meclis Üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı Enver Tuna da katılarak, birer konuşma yaptılar.

MUÇEP DAMGASINI VURDU
tudorbet
4 Aralık’ta ilk kuruluş adımı atılan ve şu anda 70 civarında sivil toplum kuruluşundan oluşan Muğla Çevre Platformu adına, bilim komisyonu üyesi olan Mimar Faruk Recep Şahin’in sunumu çok dikkat çekti. Şahin “Tüm değerlendirmelerimizin ‘niyet okuması’ olduğunun ve bu anlamda iyi ve doğru bir şey yapmadığımızın farkındayız, ama gerçek niyetler (gerekçe bilimsel raporlar) bizimle paylaşılmadığı için en kötüyü hesaplamaya çalışarak niyet okumak zorundayız, çünkü geçmiş tecrübeler bize bunu gösteriyor. Bu konuda tabiat varlıkları koruma genel müdürünün açıklamaları başlı başına veridir.” diyerek, bir de alıntı yaptı:

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy’un, Hürriyet Gazetesinden Ayten Alp’e 29.11.2016 tarihinde söyledikleri:

“GÖL KURUMUŞ, SINIRLAR ÇEKİLMİŞ”

“Zaman içinde kimi doğal sit olma özelliğini kaybetmiş, orman alanıysa yanmış, iklimsel etkilerden dolayı kurumuş, bitki örtüsü ortadan kalkmış. Sadece ağaçlar, çalılar değil orada yaşayan canlılar da yok olmuş. Doğal sit alanı ile ilgisi kalmamış. Kimi yerde yanlışlıkla sit ilan edilmiş. Örneğin Muğla ilinin yüzde 96’sı sit alanı. Bu derecelenme ve tescilin gözden geçirilmesi gerekiyordu. Örneğin, Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü birinci derece koruma alanı. Zaman içinde çeşitli nedenlerle göl kurumuş, sınırları geriye çekilmiş. Sit özelliği tamamen kaldırılmaz ama sınırları yeniden gözden geçirmek gerekiyor”

BUNDAN SONRA

Faruk Şahin,  9 maddeden oluşan,  haritalar ve  Çevre ve Şehir Bakanlığı tarafından projelendirilen paftalar üzerinde sunumlar yaptıntıktan sonra, sözlerine şöyle devam etti: “Korunan doğa alanlarında kullanım dengesinin sadece yapılaşma ile değil başka yöntemlerle de sağlanabileceği yönünde kamuoyu oluşturmak.

Korunan doğa alanlarında tarım / balıkçılık / arıcılık /turizm/ tıbbi ve aromatik bitki toplayıcılığı / deniz turizmi vb. sektörlerin, o alanların koruma dengesinin asli unsuru haline gelmesini sağlamak

Dayanışmanın arka planını oluşturacak bilimsel çalışmaların yapılmasını, yaygın bir şekilde tanıtılmasını sağlamak, tüm bu verileri erişilebilir şekilde derlemek.

Korunan alanlarda turizm yaklaşımının yeni büyük oteller yapmak olmadığı, hem turizm bakanlığımızın hem de dünyadaki muadillerinin kendi ülkelerini tanıtmak amaçlı hazırladıkları afişlerde, otel fotoğrafı değil korunan doğa alanları fotoğrafı kullanmalarından da anlaşılabilir.

Başta deniz turizmi olmak üzere, doğa sporları, düşük yoğunluklu yapılaşma, butik otelcilik vb. araçların tartışılması ve Muğla bölgesinde korunan doğa alanlarının asıl değer olduğu, onlar olmadan en iyi otelin bile bir şey ifade etmeyeceğini hepimiz biliyoruz, bilmiyormuş gibi davranmayalım.

Tüm bahsedilenleri bir araya toplayacak genel kurguyu, yani Muğla’da bütüncül koruma yaklaşımı için, katılımcı planlama ve yönetim süreçlerini ısrarla talep etmek. ”

 

DOĞAL SİT ALANLARINDA STATÜ DEĞİŞİKLİKLERİNE DAİR DEĞERLENDİRMELER 

İMAR AFFI

  • Geçmişte sit alanı yaklaşımını aşan yapıların bugün normal imara geçmesi
  • Bugünden sonra koruma alanları için kötü örnek
  • ‘Yap nasıl olsa değişecek!’ yaklaşımını güçlendirmek
  • Farklı derecelerde problemleri ‘artık doğal bir yanı kalmamış alanın’ diyerek tek bir çözüme indirgemek
  • Devlet eliyle yapılmış hataların daha da kötü örnek olması

ADRESE TESLİM DEĞİŞİKLİKLER

  • Adalıyalı’da otel yapılması örneğinde olduğu gibi, uzun zamandır mücadele konusu olan alanların bu düzenlemede yapılaşmaya uygun statü değişikliği ile karşımıza çıkması
  • Madde 80 bağlantısında da göreceğimiz RES arazilerinin uygun statülere aktarılmış olması
  • Yıllardır süren bazı kooperatif çalışmalarının arazilerin uygun statüye geçmiş olması
  • YEREL AKTÖRLERİN VE HALKIN KARAR SÜREÇLERİNDE GÖZARDI EDİLMESİ / ARICILAR – DENİZCİLER – BALIKÇILAR – ÇİFTÇİLER – TURİZMCİLER
  • Yerel halkın ve Sivil Toplum Kuruluşlarının görüşlerine başvurulmamış olduğu için, bölge açısından son derece önemli deniz turizmi, arıcılık, zeytincilik, balıkçılık, butik turizm gibi sektörel çalışma alanlarından sağlanacak yerel bilginin dikkate alınmamış olması ve bu sektörlere zarar verecek değişiklikler
  • Deniz Ticaret Odası’nın yaptığı son derece kapsamlı ve ayrıntılı çalışmanın süreçte değerlendirilememesi
  • Orman Bakanlığı kovan konaklama sahalarının göz ardı edilmiş olması
  • BÖLGEYİ BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIMLA ELE ALMAK YERİNE, SADECE MEVCUT SİT ALANLARININ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMİŞ OLMASI
  • Bütüncül yaklaşım yok
  • Yeni koruma alanları sadece mevcut alanların genişlemesi yada küçük eklentiler şeklinde
  • Rio Biyolojik Çeşitliliği Koruma Sözleşmesi NAGOYA Toplantısında kabul edilen AICHI hedeflerine göre, 2020’ye kadar karasal alanların %17’si, kıyı alanlarının %10’u koruma altına alınacak
  • Dünya ortalaması güncel durum %12
  • Ülkemizde güncel durum %7.2 toplam
  • Çakışan koruma alanlarında yapılan düzenlemeler tutarlı değil
  • Halep Çamlık alanı çıkarılırken Sulak alanlarda düzenleme yapılmamış
  • Kurumlar arası koordinasyon zayıf, Gökova Azmak statüsü azalatılırken, büyük ova koruması (tarımsal sit) ilan ediliyor
  • Tarımsal kullanım için korumanın ekosistem tahribatına yol açmaması için tedbir alınmazsa bataklık ve göl kurutma alışkanlığı geri gelebilir, büyük risk

BİLİMSEL GEREKÇELERİNİN ANLAŞILMASI MÜMKÜN OLMAYAN STATÜ DEĞİŞİKLİKLERİ

  • Vadi ve kıyı hattı gibi zengin ekosistem parçalarının bütünlüklü koruması yok
  • Vadi yamaçları tabandan ayrı ele alınmış
  • Vadiye bakan tepe yapılaşmaya açılmış
  • Oyuktepe yarımadası genel alanı kesin koruma ama asıl etkileşim alanı olan kıyı hattı farklı düzeylerde yapılaşmaya uygun?
  • TARAF OLDUĞUMUZ ULUSLARARASI İLKELER, SÖZLEŞMELER ve GEÇMİŞTE BÖLGEDE YAPILMIŞ BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA ÇELİŞEN DEĞİŞİKLİKLER
  • Sözleşmeler ilkeler düzeyinde
  • Bağlayıcı olan ek protokollere uyum ya göstermelik ya da yok
  • Çevre ile ilgili kararlara etkin katılım, ÇED’lerden Sit Alanlarına genel durum ortada. Çevre kanununda bir madde olarak kalmış
  • Acil müdahale gerektiren gerileme bölgelerine daha fazla yapılaşma önerilmiş
  • Akdeniz foku ve deniz kaplumbağası gibi ulusal düzeyde hazırlanmış eylem planlarıyla takip edilen türlerin tespit edilmiş alanlarında tutarsız değerlendirmeler
  • Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin bütünlük ilkesine uyumsuzluk
  • MEVCUT PLANLAMA KARARLARIYLA ÇELİŞEN DEĞİŞİKLİKLER
  • Teknik altyapı yetersizliği
  • İletim hatlarının yeni tahribatlara yol açması
  • Mevcut onaylı imar planlarının uygulanamaz hale gelmesi
  • Özel mülkiyet dışında yeni yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiği
  • RES’lerle ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi kararı
  • Planlama dışı 240.000 ek nüfus
  • Mevcut planlamayı dikkate almayarak eski hataların tekrarlanması
  • BUNGALOV ve GÜNÜBİRLİK TESİS / TURİZM YAPILARI VE YERLEŞİMLER GİBİ MUĞLAK YAPILAŞMA TARİFLERİNİN SEBEP OLACAĞI SORUNLAR
  • Farklı tarifler farklı uygulamalar
  • Korunan alanlardan tarifin daha net olması gerekir
  • Günübirlik diye başlayan uygulamaların vardığı noktalar
  • ‘Düşük yoğunluklu’ turizm yapıları ve yerleşimlerin vardığı noktalar

Sit alanına zarar vermeyecek yoğunluk tarifi nedir? Net olmalı

MADDE 80 vb. TEŞVİK VE TAHSİSLER İLE BU SİT ALANI STATÜ DEĞİŞİKLİKLERİNİN BİRLİKTE ELE ALINMASI

  • Uygun yatırım büyüklüğüne sahip projeler için arazi tahsisi
  • RES, GES
  • Büyük turizm projeleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş