Bodrum Aktif Bodrum Aktif
Bodrum’dan başlayan ve İzmir-Muğla’dan katılımlarla Diyarbakır’a kadar sürecek “Barışa yürüyorum” etkinliği, bugün Bodrum Belediye Meydanı’ndan başladı. “Barış istemek, bizi taraf yapmaz, insan yapar” diyen yaklaşık 35 kişi, Muğla’ya doğru yola çıktı.
Bodrum‘da kişisel girişimlerle başlayan ‘Barışa Yürüyorum” etkinliği, bugün saat 11.00’de başladı. İzmir ve çevre ilçelerden gelenlerin de katıldığı basın açıklamasına, İzmir Praksis Müzik grubu da destek verdi. “Bizim de en iyi bildiğimiz şey müzik yapmak. Barış kervanına biz de müziklerimizle katılıyoruz. Diyarbakır’da da bu kervanın yanında olacağız” dediler.
ALKIŞLAR VE ŞARKILAR, MARŞLARLA YOLLADILAR
İzmir’de gelen bir grup ise, ” İzmir’den Bodrum’a doğru yola çıkıyoruz. Bizi birbirimizle yol arkadaşı kılanın Barış içinde birarada yaşama arzusunda buluşan yurttaş dostluğu olduğunu bilerek, “Ölüm Değil, Yaşam” demek için Bodrum’dan Diyarbakır’a Barış’a yürüyenlere katılıyoruz.” diye açıklama yaptılar.
Temsili yürüyüş, Belediye Meydanı’ndan başlayarak, Kızılağaç sapağında son buldu. Bir otobüs olarak yola çıkan 35 kişilik gruba, yaklaşık bin kişi eşlik ederek, barışa yürüyenleri yolcu ettiler.
Bugün Muğla‘ya varacak olan grup 28- 29 Aralık’ta Ankara‘da, 30 Aralık’ta sabah Adana, öğleden sonra Gaziantep‘te, 31 Aralık’ta öğle saatlerinde Şanlıurfa‘da olacak ve aynı gün saat 17.00 sıralarında ise Diyarbakır‘a varacak.
‘‘TÜRKİYE HALKLARINA ONURLU VE KALICI BARIŞ”
Barışa Yürüyorum İnisiyatifi adına ise basın açıklamasını Meyil Delen yaptı. Delen şöyle konuştu:
“Son dönemde ülkenin içinde bulunduğu savaş ortamına bağlı olarak ölümler hepimizi doğrudan etkiliyor. Silvan, Cizre, Nusaybin‘de yaşatılan kıyım ortamı için tarifsiz şekilde üzgün ve de endişeliyiz. Bugünlerle başa çıkmanın, savaşı, ölümleri, yıkımları durdurmanın yolu, barışa ilişkin talebimizi daha yüksek sesle, hep birlikte cesaretle söylemekten ve bölge halkıyla dayanışmaktan geçiyor. Bu sebeple barış yanlısı olan bizler, ülkenin doğusundan gelen ‘bizi asıl sizin sessizliğiniz öldürüyor’ çığlıklarına kayıtsız kalamadık ve savaşa karşı sesi çoğaltmak amacıyla Bodrum‘dan başlayarakDiyarbakır‘da sona erecek ‘Barışa Yürüyorum’ adlı bu yürüyüşü gerçekleştirmeyi kararlaştırdık. Batının sessizliğine karşı olan bu yürüyüşün Türkiye halklarına onurlu ve kalıcı barış getirmesi, silahların susması, diyalogun başlaması umuduyla yola çıkıyoruz.”
İzmir‘den gelen ve yürüyüşe destek veren Barış Yolcuları İzmir grubu sözcüsü Nuray Pehlivan şunları söyledi:
BODRUM’DAN DİYARBAKIR’A YÜRÜYORUZ
Biliyoruz, buna benzer çok çağrı kaleme alındı. Biliyoruz, buna benzer çok girişim gerçekleşti. Hepsi de yanı başımızda yaşanan insanlık trajedisini aşmak, üzerimize örülen çaresizlik duvarını yıkmak içindi. İnsanlık adına, özgürlükler adına, demokrasi adına attığımız her adıma, iktidar, baskının ve şiddetin dozunu artırarak karşılık verdi. Suruç’ta öldürdü, Ankara’da öldürdü… Ve şimdi de Kürt illerinde mahalleri, şehirleri ablukaya alarak öldürmeye devam ediyor… Son özgürlük sesini boğasıya kadar da öldürmeye kararlı görünüyorlar.
Öldürerek bizi çaresizliğe sürüklemek istiyorlar. İtiraf edelim ki batıda bu konuda bir ölçüde başarılı da oldular. Hala toplumun geneli sessiz, korkak ve kötülükten medet umar halde. Ama biz bu kadar mı çaresiziz…
Hepimiz yaşamaya utanır hale geldik. Hangimiz çocuğumuza sarılırken Cizre’deki Nusaybin’deki, Sur’daki çocukları aklımızdan çıkarabiliyoruz. Vicdanını henüz yitirmemiş her insan şu anda birbirine aynı şeyi söylüyor. Bu böyle devam edemez. Böyle yaşayamayız.
Muktedirler sadece Kürtleri öldürmüyor. Bütün toplumun insanlığa dair umudunu ve çocuklarımızın geleceğini de öldürüyor. Hep bir ağızdan konuşan bir koro gibiyiz. Ne yapabiliriz diyoruz. Ama bir türlü hep beraber harekete geçemiyoruz. Sanki en büyük muktedir üzerimize bir ölü toprağı serdi ve biz bu ölü toprağını bir türlü üzerimizden atamıyoruz.
Hesap yapmayalım. Hesap yapacak dönemi çoktan geçtik. Politik olarak birbirimizi suçlamayalım. Dünyadaki ve Suriye’deki gelişmelere bakıp kendi yapabileceklerimizi askıya almayalım. Sosyal medyada ağlama ve radikallik dönemini artık bitirelim.
Bugün Demokrasi adına, özgürlük adına, barış adına elimizde tutabildiğimiz ne varsa hepsi çok değerli. Uğruna mücadele verdiğimiz değerlerimiz ve yapabildiğimiz her şey çok önemli. Unutmayalım: Bizim ellerimiz kansız olduğu için birbirimize dokunabiliyoruz. Ve ellerimiz kansız olduğu için ellerimizi hala diğerlerine uzatabiliyoruz. Bu bizim meşrebimiz. Onların bize yaptıklarını biz onlara yapamayız. Biz, bir katilin soğukkanlılığında asla olamayız. Ama direndiğimiz yerin derinliğini, birbirimize bakarak, birbirimizi harekete geçirerek daha iyi anlayabiliriz
Harekete geçelim. Kendimiz harekete geçmeyi başaramıyorsak en yakınımızda kim ne yapabiliyorsa ona destek olalım. Herkes kendi gücü ölçüsünde barış iradesini ortaya koysun. Herkes, sahip olduğu umut kırıntılarını diğerlerininkine ekleyerek umudu büyütsün…
Bizler, Bodrum’da başlatılan ”Barışa Yürüyorum İnsiyatifi”ne işte bu saiklerle katıldık.
Bodrum Türkiye’nin ulusalcı ve milliyetçi hassasiyetlerinin en yoğun olduğu ilçelerimizden biri. Bundan dolayı oradan Diyarbakır’a başlatılan bir barış yolculuğu çok kıymetli. İnanıyoruz ki seçilen güzergah, duraklayacağımız şehirlerdeki yürüyüş ve etkinlikler, batının vicdanının henüz ölmediğini, hala kardeşlik adına, barış adına, özgürlük adına bir umudun olduğunu gösterecek.
Bizler de İzmir’den küçük bir grup, Bodrumlu yurttaş dostlarımızın başlatacağı bu yürüyüşte onlarla birlikte yürümek, onların gücüne kendi gücümüzü, onların umuduna kendi umudumuzu katarak Barış talebimizi görünür kılmak üzere, İzmir’den Bodrum’a doğru yola çıkıyoruz. Bizi birbirimizle yol arkadaşı kılanın, Barış içinde birarada yaşama arzusunda buluşan yurttaş dostluğu olduğunu bilerek, “Ölüm Değil, Yaşam” demek için Bodrum’dan Diyarbakır’a Barış’a yürüyenlere katılıyoruz.
Bu insanlık dışı şiddet ve savaş ortamında insan kalabilen, vicdanı hala konuşabilen herkesin, kendi gücü-olanakları ölçüsünde Bodrum’dan başlayacak olan bu barış yürüyüşüne destek vermesini, barış umudunu büyütmesini bekliyoruz.
