İnsanın yaşamı ve yaşam kalitesi doğrudan doğal varlıkların sunduğu ekosistem hizmetlerine bağlıdır.Tüm canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu ekosistemin ve en temel bileşenleri olan havanın,toprağın,suyun ve biyolojik çeşitliliğin korunması sürdürülebilir yaşamın ön koşuludur.
Bu nedenle ,ihtiyaçların dayattığı kalkınma- büyüme odaklı strateji / politikalar ve çözümler oluşturulmak istenirken, insan ile birlikte ekosistemdeki tüm canlı ve cansız varlıklar bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır ve mutlaka ekosistemin hakkı da gözetilmelidir.
alanya escort
escort alanya
alanya escort bayan
Doğanın insanlara sunduğu en büyük hizmet yaşamdır ve bu hizmetleri kesintisiz üretmesi ekosistemdeki dinamik dengelere bağlıdır.Bu dengelerin bozulması en başta insan yaşamını doğrudan etkilemektedir ve bu nedenledir ki; ekosistem hizmetlerinin devamlılığı ,yaşamın devamlılığıdır.
An
maltepe escort
kurtköy escort
pendik escort
göztepe escort
bağdat caddesi escort
ataşehir escort
acıbadem escort
içerenköy escort
kozyatağı escort
küçükyalı escort
kadıköy escort bayan
ümraniye escort bayan
bostancı escort bayan
ataşehir escort bayan
anadolu yakası escort bayan
kadıköy escort
ataşehir escort
bostancı escort
ümraniye escort
anadolu yakası escort
bostancı escort
bostancı escort
serifalı escort
serifalı escort
serifalı escort
ataşehir escort
kadıköy escort
bostancı escort
ümraniye escort
kartal escort
maltepe escort
pendik escort
kurtköy escort
anadolu yakası escort
cak;
Yaşadığım topraklarda ve yıllarıdır, toprak-su varlıkları ile biyolojik çeşitliliği etkileyen başlıca uygulamalar , yasal mevzuatlar,
iklim değişikliğinin yarattığı sonuçlar ve bunlara olumsuz etki yaratan tahribatın ölçeğini ve şiddetini arttıran enerji ve madencilik faaliyetleri de dahil olmak üzere mevcut yürütülen politikalar/stratejiler maalesef ekosistemin hizmet dengesini “ insan eliyle-aklıyla ” bozmuştur.
Bu bozulma;
Doğanın kadim evrensel öğretileri n de ve varlığında sergilediği ,birbirinden çok farklı ama yan yana bulunan her bir unsurun, birlikte birbirine saygı,hoşgörü temelinde barış içinde yaşam üretmesi ve bu yaşamlar üzerinde şekillenen, yükselen kültürel zenginliğin de bozulmasına neden oluşturmaktadır.
Ekosistemlerin korunması ve yönetimine yönelik olarak “ eko-sistemin haklarının ” dengeleri bozma pahasına uygulamalar ile yok sayılması, adeta gasp edilmesine devam edilmesi ve her geçen gün dört yöne yeni örnekler eklenmesi de çok kaygı vericidir.
İşte bunun bir yeni örneği.
Bodrum İçme Suyu Barajı projesi ile Çamlıca köyü mevkiindeki baraj inşaatı ile ekosistem haklarına yine saldırılacak!
Planlanma gerekçesi Bodrum Yarımadasına su sağlamak.İlk anda haklı bir proje gibi gelebiliyor .
Fakat,bölgenin su ihtiyaç ve fiili kullanımları değerlendirildiğinde;
Yatağan,Milas ve Bodrum ilçeleri için yıllık su kullanım miktarı yaklaşık toplam 22 milyon metreküp,
Bölgede bulunan Yatağan ve Yeniköy Termik Santralleri için yıllık su kullanımı toplam 25,5 milyon metreküp
(Yıllık su tüketim değerleri Muğla Büyükşehir Belediyesi Su Eylem Planı raporundan alınmıştır)
Yapılması planlanan barajın sağlayacağı su katkısı da yıllık yaklaşık 14 milyon metreküptür.
Şimdi suya olan ihtiyacın önemini göz ardı etmeden düşünelim;
BİR TARAFTA ;
Elektrik üretmek için kömürle çalışan termik santraller.
* Yaşamın önünde bir sınav gibi duran İklim Değişikliği krizinin ve hava kirliliğinin en büyük nedeni olan,
* Çalıştığı ve ürettiği sürede atmosfere karbon-sülfür –azotoksit-kükürtdioksit -ve kül gibi zararlı gazlar salan,
* Çıkardığı gazların solundukça ve biriktikçe insan ve hayvan sağlığına zarar veren,
* Çevrede yer alan toprakların yapısını bozan verimini düşüren ,tarım alanlarına ve ürünlerine zehir taşıyan,su kaynaklarını ve orman alanlarını tahrip eden,hayvancılığı olumsuz etkileyen,
*Yapıları gereği büyük miktarda suya ihtiyaç duyan,yer üstü/altı su varlığını-kullanan-azaltan-tüketen –kurutan termik santraller.
DİĞER TARAFTA;
* Sular altında kalıp,doğadaki yaşamın ve ekolojik dengelerin bozulduğu yüzlerce hektar alan,
* Yaşam alanlarını evlerini,emeklerini, geçmişlerini terk etmek zorunda kalacak,mağdur olacak yörenin insanları ve hayvanları,
*Bu coğrafyanın özel koşullarına uyum sağlamış,özgün genetik yapısı nedeniyle koruma altına alınmış kızılçam ormanları ve kızıl çamın genlerini de koruyan alanlar,
*Verimli tarım arazileri ve yapılan çiftçilik ile her türlü sebze ve meyve (ceviz-incir) üretimi,
* Bu orman alanlarındaki arıcılık faaliyetleri ve Çam Pamuklu Koşnili (Basra )Böceği)ile birlikte yaşam süren özgün ve nitelikli çam balı üretme merkezleri,
*Yine bu alanlarda yapılan küçük /büyük baş hayvancılık ve besicilik çalışmaları,
*Yöreye ait Memeci k ve Delice zeytin ağaçları,zeytinyağı üretimi
Bir tarafta dünyanın vazgeçtiği, havaya-SUYA-toprağa – tüm canlılara insana ve hayvanlara her şeye düşman sabıkalı Termik Santraller.
Diğer tarafta,bizleri,çocuklarımızı,gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama imkanını tehlikeye sokmadan kendi ihtiyaçlarını karşılama becerisi olarak tanımlanan sürdürülebilir yaşam.
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamayı hak edenler.
İklim değişikliğinin etkilerini en şiddetli şekilde yaşayacak ülkelerden biri olduğumuzu unutmadan, “su azlığı” ya da “su sıkıntısı” içinde olduğumuz bilinci ile davranmalıyız.
Bu bakış ve anlayış ile sadece bugünleri değil,günü kurtarma yanlışına ve kolaycılığına kaçmadan gelecekteki tüm yaşamları da korumak,düşünmek, gözetmek ile ancak mümkün olabileceğini savunmalıyız.
Su hayattır… Su Bir Haktır…. Su,Kaynak Değil,Doğal varlıktır…
Çözümlerden biride,Su Yasasının bir an önce çıkarılmasıdır.
Bu inancım ile,
Bodrum yarımadasının su ihtiyacını karşılamak için baraj yerine,
Suyun düşmanı Termik Santralleri kapatmak daha akıllıca olacaktır.
Haluk Ortaç / 17.01.2022 Bodrum