Anasayfa » Serbest Kürsü » EĞİTİMDE SİYASET OLUR MU? Ayhan Ongun Yazdı…

EĞİTİMDE SİYASET OLUR MU? Ayhan Ongun Yazdı…

Cumhuriyet tarihi boyunca bir türlü oluşturulamayan köklü, kalıcı eğitim sistemi yüzünden, ne kalkınma ne istikrar yakalanamadı.

Bir dönem uygulanmak istenen Köy Enstitüleri dışında üretken, yenilikçi bir eğitim sistemi yerine her dönem mevcut iktidarın siyasi hesaplarına uygun eğitim biçimleri denendi.

Biçim diyorum, çünkü şu ana kadar ortaya konan eğitim uygulamalarının hiçbiri sistem arayışına yönelik değildi.

Daha çok işin şekli, okula başlama yaşı, süresi ve iktidarın nasıl bir toplum istediğine yönelik niyet ve hedefler öne çıkarıldı.

En çok değişen bakanlığın Milli Eğitim Bakanlığı olması da bu yüzdendir.

Eğitimin ve eğitmenlerin kalitesini yükseltmek yerine derslik sayısının artırılması, okul binalarının yenilenmesi, araç gereçlerle uğraşan iktidarlar, bu ülkenin geleceği çocuklarımızın hayallerini de umutlarını da yok ettiler.

            Geçmişte yaşanan başörtüsü, İmam Hatip okulları, kesintisiz eğitim gibi tartışmaları bir yana bırakırsak, bugün geldiğimiz noktada en son uygulanan ve milyonlarca öğrencinin kaderini belirleyecek olan TEOG sınavları kaldırılıyor.

Üstelik de eğitimin muhataplarının, yani öğretmenlerin ve de onların örgütü sendikaların, velilerin, bilim adamlarının görüşünü bile sormadan.

TEOG uygulamasının kaldırılması, ancak yerine gerçek anlamda, uzun vadeli bir eğitim sisteminin tasarlanması ve uygulanmasıyla mümkün olabilir.

Tek başına bir kişinin, bu kişi Cumhurbaşkanı bile olsa” ben bunu istemiyorum” demesiyle değiştirilmek istenmesi doğru değildir.

Muhataplarıyla görüşülmesi gerekir derken bir son dakika haberi düştü.

Bakanlık Özel Eğitim Kurumları temsilcileriyle bir toplantı yapacakmış.

Niye doğrudan sendikalarla, akademisyenlerle değil de, Özel Eğitim Kurumlarıyla?

Sosyal devletin vazgeçilmez görevlerinden olan eğitimin tüm yurttaşlara eşit koşullarda, parasız verilmesi gerekirken, oluşturulacak eğitim politikalarında Özel Eğitimi öne çıkarmak da neyin nesi?

Cumhurbaşkanının bu kararı alırken bir ön çalışma, araştırma yapmadığını düşünmek çok fazla safdillik olur. Devlet yönetiminde ve siyasette deneyimli biri olarak Cumhurbaşkanının bu kararı tek başına açıklaması ve toplumda” ben yaptım oldu” algısı yaratması doğrudan bir siyasi tercihin göstergesidir.

Dünyanın farklı ülkelerinde farklı eğitim sistemleri uygulanıyor. Her ülke kendi sisteminin en doğru, en başarılı sistem olduğunu savunur.

Aslında en geçerli olanı her ülkenin, her toplumun kendi kültürüne, kendi sosyal yapısına uygun olan sistemi uygulamaktır.

Bu sistemin nasıl olacağı da bir sabah ansızın vahiy gelmiş gibi yapılacak açıklamalarla olmaz kuşkusuz.

Geçmişte bu konuda iyi niyetli toplantıların, eğitim şuralarının, çalıştayların yapıldığı da bir gerçek iken, şimdi böyle bir açıklamayla sistemi derinden etkileyecek bir uygulamaya geçilmesi, toplumdaki gerginliği ve güvensizliği de artıracaktır.

Ekonomide yanlış yapabilirsiniz, dış politikada hatalı uygulamalarınız olabilir, siyasette istikrar olmayabilir. Tüm bunlar zaman içerisinde belki telafi edilebilir ama yap-boz tahtasına döndürülen eğitimde yapılacak yanlışın bedelini hepimiz öderiz.

Bundan da en çok çocuklarımız, gençlerimiz etkilenir.

Muhalefetin en çok eleştiri konusu yaptığı” tek adamlık” iddiasını kanıtlamak ister gibi yapılan bu talihsiz açıklama hiç de iyi olmadı.

Cumhurbaşkanı elbette son kazandığı yetkilerle ülkenin eğitim politikası üzerine görüş belirtebilir, tercihlerini açıklayabilir.

Ama, “Çocuklarımızın geleceğine yönelik olarak eğitim sistemimizin yeniden ele alınması, gözden geçirilmesi, bilimsel çalışmalar yapılarak, evrensel eğitim uygulamalarından sapmadan ama ülkemiz koşullarına ve toplumsal yapımıza uygun yeni, çağdaş, yenilikçi bir eğitim sistemi için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır.” Türünden yapılacak bir açıklama çok daha şık ve uygun olmaz mıydı?

Herkes bilir ki, iktidar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ a rağmen bir karar alamayacağı gibi eğitim sisteminde de ona danışılmadan bir uygulama söz konusu olamaz.

Tüm bunları bilmesine karşın Sayın Erdoğan niye böyle bir açıklama yapar?

Ya tek adamlık algısı onu rahatsız etmiyordur, ya da muhalefeti dikkate alma gereği duymuyordur.

Bir diğer olasılık da, kendi kitlesini kenetlemek için bir mesaj veriyor” bu ülkede olduğu gibi bu partide de benim dediğim olur” demeye getiriyordur.

Hangi gerekçeyle olursa olsun, eğitim gibi siyaset üstü bir alanda anlık kararlar yerine sisteme yönelik çalışmalar yapılması, bu yapılırken de mutlaka eğitimin bileşenleriyle birlikte karar alınması gerekir.

AYHAN ONGUN(Eğitimci-Yazar) 19.09.2017/BODRUM

Paylaş