“YENİDEN UMUTLANDIK”

2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü

Sulak Alanlar; ekolojik doğal döngü zincirinin en önemli halkasıdır. Çünkü sulak alanlar flora ve faunanın yaşam ortamlarıdır, yeryüzündeki su rejiminin merkezidir. Zincir halkasından birini kopardığınızda doğal döngü de ortadan kalkacak ve yaşam sıfırlanacaktır.

Sulak Alanlar, ekonomik bir değerdir.
Sulak Alanlar, uygarlıkların beşiğidir.
Sulak Alanlar, taban sularının zenginleşmesini sağlar.
Sulak Alanlar, su baskınlarını engeller.
Sulak Alanlar, rekreasyon alanlarıdır.

İnsanlarımızın doğayla iç içe olabileceği dinlenme ve eğlence alanlarını ellerinden almak kimsenin tekelinde olmamalıdır.

Ekonomik ve rant değerinin daha yüksek fayda sağlaması ve ondan yararlanma istekleri yüzünden felaketi göze alarak sulak alanlarımızı ve doğal değerlerimizi yok ediyoruz.

YA FELAKET, YA SULAK ALANLAR…

Gölköy Kale Yıkığı Mahallesi’ndeki, Akdeniz Gölü Sulak Alanı ve bu alanda yer alan, endemik bir tür olan Phoenix theoprasti” (Datça hurmalarını) koruma çalışmalarına 2009 yılında başlanmıştır. 2010 yılında yitirdiğimiz Peyzaj Mimarı Hülya Yolcubal arkadaşımızın başlattığı, Maviyol Girişimi Bileşenleri ile birlikte sahip çıktığımız Gölköy Sulak Alanı ile ilgili projeyi hayata geçirmek için verdiğimiz sözü maalesef tutamadık.

Bölgede Jeotermal Kaynak Arama için bir şirkete izin verildi. 1. Derece Doğal Sit alanı olan, çeşitli kuş popülasyonunun, endemik bitki türlerinin olduğu alana “ÇED Gerekli Değildir” raporunun verilmesi kabul edilebilir bir olgu değildi. Konu ile ilgili Proje bileşenlerine ve özellikle Peyzaj Mimarları Odası Bodrum Temsilciliği’ ne Maviyol bileşenleri olarak ; tüm katkı ve bilgi, belge aktarımlarımıza, son gayretimizle desteğimize rağmen dava açma sözlerini yerine getirememiş olmalarından büyük üzüntü ve kırgınlık içinde olduğumuzu kendilerine de ilettik.

Ancak ; Aralık ayında Muğla Valiliği’nde yapılan Sulak Alanlar Komisyonu toplantısında; Gölköy Sulak Alanı’ na Ulusal Sulak Alan statüsü verilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunma kararı alınması, bizi yeniden çok umutlandırmış, mücadeleye ve projenin tamamlanmasına dair motivasyonumuz artmıştır. İlgili kurumlarla iletişime geçip geçen yıl yaptığımız gibi bir toplantı ile tescilini kutlamayı ve projenin devamını sağlayacağımızı umuyoruz. Böylece alanla ilgili diğer projelerin de geçerliliği ortadan kalkacaktır.
Israr olursa da; yüzümüzü felakete değil, doğaya döndürmek için gerekli tüm çabayı göstereceğimize, başladığımız proje ve davaları takip edeceğimize, sulak alanlarımıza sahip çıkacağımıza söz veriyoruz..

Halkımızın, kurumların, meslek odalarının ve STK. ların da sulak alanlarımıza sahip çıkacağı inancıyla 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nü kutluyoruz.

MAVİ YOL GİRİŞİMİ