Her gelişin, bir de gidişi oluyormuş….
Arif Yılmaz’ın son görevinin adı “Bodrum Kent Konseyi Başkanı” idi. Yakışmıştı ona ‘başkanlık’. Remi günlerde, törende siyah takım elbise giyerdi. Çok da esprisini yapardık. Zira biz onu bandanası, fularları ile tanıyorduk. Hatta ben” 16/17 yaşlarında kısa şortlu halini bilirim senin” derdim. Gerçekten de Ayvalık’ta tanımıştım ilk kez Arif’i. Yıllar sonra 2007 yıllarında, Deniz Ticaret Odası’nda görevli iken tekrar karşılaştık. DTO yönetim kurulundan Tunç Kutluoğlu ile sohbet ederlerken, Arif sormuş “ya bizim Rezzan’dan haber var mı, kocası Alper’i kaybettik ama o nerelerde” diye sormuş. Tunç da “basın toplantılarındaki gazeteci Rezzan o Rezzan işte” deyince, bana hiç bir bilgi vermeden Tunç aradı “Sünger’e gelsene , seni biri ile tanıştıracağım” . Tabii ki, büyük şaşkınlık ve sevinç…Yıllar gçmiş, çok sık da karşılaşmayınca.. “Demek o Arif bu Arifmiş, senmişsin yani” Bu muhabbet uzun süre yapıldı aramızda.
Kendisini sürekli geliştiren, okuyan, araştıran ender tanıdıklarımdandır Arif. Az bildiği konularda konuşmayı, yorum yapmayı tercih etmezdi. Yaptığı her işi, bilim ve akıl doğrultusunda yapmaya çalışırdı. Onu sadece Bodrum sevdalısı olarak tanımlamamak lazım bence. Tüm canlılar, denizde, karada, havada tüm doğal ortamların savunucusuydu. Heyecanlıydı ama asla öfkeli, yaralayıcı, kavgacı bir üslubu olmadı. Sakin ve beyefendi bir dille, en gerçekçi, en acımasız cümleler kurarak verdi mücadelesini.
Şimdi Kissebükü/Adalıyalı, Gökova, mavi yolculuklar, yelken yarışları boynu bükük mü kalacak. Dedim ya; Her gelişin bir de gidişi varmış:
İşte o gidişin rotası :
28 Temmuz Pazar Günü Saat 15.00’de, Heredot Kültür Merkezi’nde yapılacak törenin ardından; Bitez Adliye Camii’nde kılınacak ikindi namazının sonrası, Bitez Mezarlığı…..Güle Güle sevgili Arif…
….