Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Milas’ta birden fazla erkeğin yaralaması ile öldürülen 19 yaşındaki Zehra Bayır ile ilgili bir açıklama yaptı.
ataköy escort
istanbul escort
“Zehra Bayır (19 yaşında) çalıştığı işyerinde birden fazla erkeğin ağır yaralaması sonucu öldürüldü.
Kadınları, yalnız veya örgütlü bir şekilde evlerinde, sokak ortasında, iş yerlerinde katleden erkeklerin pervasızlığa varan şiddet kullanabilme nedenleri aslında çok açık.
#İstanbulSözleşemesi’nden çekilme kararına karşı açılan davaların reddini takip eden bu günlerde ortaya çıkan tablonun bizlere gösterdiği;
“Kadınlara yönelik erkek şiddeti kadınların sorunu ve bu durum kadınların engellemeleri gereken bir sorumluluktur!”
Vurgulanan tam da bu.
Öyle ki, Muğla’da Pınar Gülteki’ni hala canlı iken varile koyarak yakan ve ardından üstüne beton dökerek öldüren ve bu suçtan yargılanan fail erkek Metin Cemal Avcı, “İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararını doğru bulduğunu ve bunun için Cumhurbaşkanı’na teşekkür ettiğini” mahkeme salonunda ifade edebilmesine yol açmıştır. Sözleşmeden çekilmenin sağladı fayda fail Metin Cemal Avcı tarafından son derece açık bir dille söyleyebilmiştir.
bostancı escort bayan
ümraniye escort bayan
ümraniye escort
anadolu yakası escort bayan
göztepe escort bayan
şerifali escort
maltepe escort
maltepe escort bayan
tuzla escort
kurtköy escort
kurtköy escort bayan
Tüm bireylerin yaşama hakkı,temel bir insan hakkı olarak benimsenmiş ve hükme bağlanmıştır.
Böyle olmakla birlikte, kadınların erkeklerden gördükleri şiddetin münferit değil tam tersine sistematik kadın cinsine yönelik bir şiddet olması nedeniyle 2011’de uluslararası bir sözleşme olan İstanbul sözleşmesi imzalanmak üzere hazırlanmıştır.
Türkiye buna imza atan ilk ülke oldu.
Ta ki 2020’de Cumhurbaşkanı kararnamesiyle çekilene kadar.
Bu çekilme bir yanıyla, kadınların yaşam hakkını devlet olarak sağlama yükümlülüğünden vazgeçmesinin adıdır. İstanbul sözleşmesinden rahatsız olan erkekler ve onların oluşturduğu gruplar, kadınların kaderine evdeki ve sokaktaki erkeğin karar vereceğini merkeze alarak, devletin dahil olmasına da itiraz ederek, “aileye sahip çıkıyoruz!” ana teması üzerinden başlattıkları çalışmalar sonuç verdi.
Aile içinde ya da sözleşmede ifadesini bulan ev içi şiddeti önleme sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi tek bir imza ile yapmayı defakto olarak uygulamaya koydular.
Kadınlara karşı sistematik erkek şiddeti sınır tanımaz bir şekilde geçtiğimiz hafta da, yine Muğla’da Milas ilçesinde henüz 19 yaşında genç bir kadına karşı hem de işyerinde gerçekleştirildi.
Gelinen durum artık erkeklerin pervasızca bu şiddeti uygulamakta beis görmemeleridir.
Zira son Danıştay kararanında da gördüğümüz gibi, Türkiye’de yaşayan milyonlarca kadının yaşama hakkından devletin sorumlu olmadığını ve bu yükümlülükten vazgeçtiğini ifade etmesi hukuka uygun bulunabildi ise, bugün Milas’ta olan erkekler bu hukuksuzluklara dayanarak kendi şiddet sarmalıyla örülmüş yöntemlerini uygulamaya koyabilmesinde ifadesini bulmuştur.
Danıştay kararının üzerinden geçen 12 günde kamuoyuna yansıdığı kadarıyla 15 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Kadınlar, iktidar ve iktidar politikaları sayesinde açık hedef haline getirilerek, her an tehdit ve saldırıya maruz bırakılma riski altındadırlar.
İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinin üzerinden bugün 8 yıl geçti.
8 yıl içerisinde Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi hükümlerini etkin bir şekilde uygulamaktan vazgeçmesiyle birlikte, erkek şiddeti artmaya başladı, faillerin etkin yargılanması hükme esas alınması sözleşme gereği yasaklanan cinsiyetçi gerekçelere dayandırılarak engelleniyor, faillere adeta cezasızlık niteliğinde cezalar verilerek, yeni şiddet eylemlerin gerçekleştirilmesinin önü açılıyor, erkekler cesaretlendiriliyor.
Gerek toplum nezdinde, gerekse mahkemelerde “işlenen şiddeti hafifletecek bir gerekçeyle yaptığınızı meşru karşılayacak.” mesajı verilmekte.
Kadın hareketi, feminist hareket ve kadınlar, bu sistematik erkek şiddetini kollayan ve veya aklayan mekanizmanın karşısında durarak, her bir kadın için, her görülen bir dava için ayrı ayrı mücadelesiyle, cinsiyete indirgenmemiş yani suç kadına karşı ise başka, suç erkeğe karşı işlendi ise ise başka bir yargılamaya tabii tutulmadan adaletin sağlanması için mücadele etmeye devam edecektir.
Zehra Bayır’ı katledenler hakkında yürütülen soruşturma gizlilik kararı altında olduğundan, cinayete ilişkin ayrıntılara şeffaf bir şekilde ulaşamıyoruz.
Ancak Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davanın tüm süreçlerinde olacağımızı, faillerin en ağır şekilde cezalandırılmaları için, cinsiyetçi basmakalıp cümlelere sığınarak, cezasızlıkla ödüllendirilmemeleri için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşasın feminist mücadelemiz.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, 01.08.2022 “