Yalıkavak Geriş Bölgesi’nde kurulacak olan 13 adet türbinden oluşacak rüzgar enerji santrallinin yapımcı firması Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. adına basına açıklaması yapan Genel Müdür Bertan Korkmaz, yarın (perşembe) itibari ile inşaata başlanacağını açıkladı.
Basın mensupları ile sabah kahvaltısında biraraya gelen Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. yetkilileri adına Bertan Korkmaz tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Projemizde yarından itibaren yeni bir dönem başlıyor. 2007 yılından beri süren, planlama, projelendirme ve izin süreçleri tamamlandı, ardından hazırlık aşaması ve kamulaştırma işlemleri bitti, yasal prosedürler tamamlandı.
Ve yarın sabah saatleri itibariyle inşaata başlıyoruz.
Daha önce de size anlattığım gibi önce yolları açacağız, sonra rüzgar güllerini dikeceğiz ve sadece trafo binası inşa edeceğiz. Ardından bir yandan elektrik üretirken bir yandan santral arazisini 49 yıl boyunca en doğal haliyle koruyacağız.
Yapılacak işler hakkında bir miktar daha bilgi vermek istiyorum ardından sorularınızı cevaplandıracağım.
Ama öncelikle kimilerinizin aklında olduğunu bildiğim bir soruyu cevaplamakla başlamak istiyorum. Siz sormadan ben söyleyeyim;
Arkadaşlar Geriş santralli ile ilgili tüm izin ve ruhsat işlemleri tamamlanmıştır. Çalışmayı engelleyici hiç bir hukuki engel yoktur…
Uzun bir süreçten geçtik. 2007 Kasım ayında, EPDK’ye rüzgar güllerimiz için lisans başvurusu yaptık… Bu süreçte Bodrum Yarımadası’nda rüzgar ölçümleri yapıldı ve bu ölçümlerden sonra da rüzgar güllerinin dikileceği alanlar tespit edildi.
1 Nisan 2009 tarihinde, ÇED raporu için Muğla Valiliği’ne başvurumuzu yaptık.
Aynı süreçte eşzamanlı olarak ilgili mevzuat kapsamında, belediyeler dahil olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarından görüş aldık.
ÇED değerlendirme süreci 2011 tarihinde sona erdi ve sektördeki diğer projelerde olduğu gibi bizim projemize de ilgili ÇED belgesi verildi.
1 Şubat 2012 tarihinde ise üretim lisansımızı alarak, imar planı sürecini başlattık.
10 Nisan 2014 tarihinde SİT onayımızı aldıktan sonra, ekolojik olarak incelemeler yapıldı ve aynı zaman diliminde, olabildiğince bilgilendirme toplantıları düzenledik.
İmar onayını aldıktan sonra bu saydığım onaylar için 38 kurumdan 70 ayrı izin almış olduk ve izin süreçlerini tamamladık.
Son dönemde malum çevrelerce kafa karıştırıcı açıklamalar yapıldığını, projemizin mahkemelerce durdurulduğunun iddia edildiğini biliyorum. O zaman da açıklamıştım bir kere daha söylüyorum;
Santral alanımızda yolların geçeceği bir kaç parsel şahıs arazisi olduğu için hazine adına kamulaştırma yapıldı. Tüm enerji projelerinde olduğu gibi acele kamulaştırma uygulandı. Yani hızlandırılmış kamulaştırma yapıldı. Bu şu demek normal kamulaştırmadan farklı tek bir şey yapıldı, süreçler hızlandırıldı. Bu Türkiye’nin her tarafında yapılan Bakanlar kurulu kararı ile uygulanabilen yasal bir uygulamadır. Normal kamulaştırmaya göre bir hak kaybı yoktur, sadece tebligat, tespit gibi süreçler kısaltılmıştır. Yani yine arazi sahiplerinin kamulaştırmaya ve rayiç bedellere itiraz hakkı vardır. Nitekim bu hakkı kullananlar ve mahkemeye başvuranlar olmuştur. Mahkemelerden bazı parseller için yapılan kamulaştırmanın yöntemi ile ilgili olarak, acele kamulaştırma için yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştır. İşte üzerinde spekülasyon yapılan ve projemizin durdurulduğu yalanının dayandığı kararlar budur.
Yürütmeyi durdurma karalarına saygılıyız. YD kararı verilen parseller için mahkemenin vereceği nihai kararı bekleyeceğiz.
Ama şu kısım da çok önemli, mahkeme aleyhte karar verse dahi, bu kamulaştıramazsınız anlamına gelmeyecek. Acele kamulaştırmanın iptali durumundanormal kamulaştırma işlemine devam edilecek. Kamulaştırma usulü değişecek.
Şu anda ise önümüzde çalışmamızı engelleyecek hukuki bir engel yoktur.
Hukukun da projemizle ilgili tüm kararlarına sonuna kadar saygılıyız ve herkesten de bunu bekliyoruz.
Başta belirttiğim gibi yarından itibaren yol çalışmalarına başlıyoruz.
Proje çerçevesinde kullanılacak yolların yaklaşık 3 km’si halen mevcut. Biz bunları ıslah edeceğiz, ardından ilk aşamada 1 km yol açacağız. Bu yollar yaklaşık 10 metre genişliğinde olacak.
Ayrıca bu yollar inşaat dönemi hariç herkesin kullanımına açık olacak, kapatılmayacak.
Bizim kapatacağımız alan çok küçük bir arazi…. Panolarda da göreceğiniz gibi;
Türbinler 4,5 metre çapında bir alana oturuyor ve çevresinde en fazla, ki daha az yapacağız, 20×20 metrelik bir fens alanı kullanılıyor. Yani bir türbinin kullanacağı alan en fazla 400 metrekare. İşte bizim 25 türbin için yaklaşık 10 dönüm dediğimiz, 10 villa arazisi dediğimiz alan da bu…
Bir de her türbinin koruma alanı vardır. 140×140 metrelik bu alan da sanal bir alandır. Buralara da koruma alanı denir ve hiç şey yapılmaz.
Peki koruma alanlarında bir şey yapılamaz da santral civarında bir şey yapılabilir mi? Hayır hiç bir yapı, inşaat yapılamaz.
Ama mesela ağaç dikilebilir. Biz de çok az bir bölüm yapısı itibariyle uygun, o bölümlere ağaç dikeceğiz. İsteyen tüm çevreciler bu konuda bize katılabilir. Memnun oluruz..
Seyir terasları yapacağız iki santrale de. Buralardan yarımadayı seyretmek mümkün olacak. Örneğin isteyen her turizm şirketi buralara küçük off-road turları düzenleyebilir.
Sit alanı meselesine gelince… Bir kere daha söyleyelim, arazide 1.derece arkeolojik sit alanı ve kültür varlıkları vardır. Ancak bu parseller hiç bir çalışma alanına denk gelmiyor. Herhangi inşaai faaliyet yapılmayacaktır. Bugün varolan haliyle korunacak.
Bizler bu sahayı bu haliyle 49 yıl bozmadan koruyacağımızı da garanti ediyoruz. Aslında bizimle birlikte devlet de garanti ediyor. Çünkü bu arazi halen devletin, hazinenin ve 49 yıl bu arazi sadece rüzgar santrali olarak tapulanmış bulunuyor. Sadece bu amaçla bize kiralama yapılıyor.
Tapu kayıtlarını sizinle paylaşmıştık. Bir kere daha gösterebiliriz. Araziler hazineye ait ve bize sadece türbin alanı ve yol olarak kullanmak üzere tescillenmiş durumda… başka hiç bir amaçla kullanılamaz.
Evet, benim söylemek istediklerim kısaca bu. Hepinize teşekkür ederim.
Bertan Korkmaz
Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş.”