M.Ö 2000, Hitit kanunlarından bir madde “Eğer bir adam bir kadını (Evli) dağda alırsa (tecavüz ederse) suç adamındır ve o ölsün. Ama eğer onu evde alırsa suç kadınındır ve kadın ölsün” der. Yani ıssız bir yerde kadının yardım istenme olasılığı olmadığından adam suçlanır. Evde ise kadının yardım isteme olanağı vardır yani bağırıp çağırıp birilerini çağırabilir. Ses çıkarmaması rıza göstermesi demektir. Bu nedenle kadın suçludur öldürülmelidir. Hatta kocası bunu pek rahatlıkla yapabilir, ceza almaz. Ohh ne ala bir zaman.
Hititlilerin kanunlarını yaparken, Mezopotamya’daki Sümer ve Akadların kanunlarından etkilendikleri bilinmektedir. Orta Asur kanunlarından bakire bir kadın için başka bir madde; ister şehirde ister dışında, ister gece ister gündüz, koşul aranmadan bakire kızı olan adam, tecavüz edenin karısını alır kızını da bu adamla evlendirir. Adamın karısı yoksa bedelin üç katı fazla gümüş alır ve kızını da istediğine verir. Ne güzel değil mi? Bu topraklarda en az 4000 yıldır, Sümerlerin başlangıcına gidersek 5500-6000 yıldır bu kanunlar hala geçerli. Alın allısı pullusundan bir örnek. M.S 2018. Hukuk devleti olduğunu iddia eden Türkiye Cumhuriyeti’nde bağırmadığı gerekçesi ile zihinsel engelli bekar (bu kelime yukardaki örnek doğrultusunda, yoksa hiç sevmem) bir kadına beş adam tecavüz edip serbest kalabildi. Ne demeli, 4000 bin yıl önce en azından bedeli neyse üç katı gümüşle cezalanacaklardı. Bizim hâkimler öyle ileri ve çağdaş ki cezaya gerek duymadılar. Konunun ayrıntısını Ayşe Arman’ın yazısından öğrenebilirsiniz.
Antik çağların sözlü gelenek görenek hukuku M.Ö 3000’de Sümerlilerin yazıyı bulması ile iyice köklendi. Ve tüm coğrafyayı hatta tek tanrılı dinleri bile etkileyen kadın üzerine yaptırımlar böylece aktarıla aktarıla günümüze kadar geldi. “Hukuk ne yazık ki cinsiyete bağlı gelenekleri sürdüren en önemli vasıtadır” der yukarıdaki bilgileri de aldığım Eski Çağ’da Kadın kitabında Binnur Çelebi. Adam yani baba, yani koca, yoksa erkek kardeşler, oda yetmez toplum tabii ki ortaya çıktığından beri devlet ister yazılı, ister sözlü eril hukuk binlerce yıldır kadını tanımlıyor ve cinselliğine karar veriyor. Hem de aynı bakış açısı ve sözlerle.
Boşuna değil yani sokaklarda GELSİN BABA, GELSİN KOCA, GELSİN DEVLET, GELSİN COP.
İNADINA İSYAN, İNADINA İSYAN, İNADINA ÖZGÜRLÜK diye bağırmamız.
Gülcihan EROL