Datça’da, Kadın İşgücünü Geliştirme ve Yaygınlaştırma Derneği (KİGDER) tarafından, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilişinin 83’üncü yıl dönümü nedeniyle gece düzenlendi. Kadınların, hayatın her alanında olmaları gerektiğine değinen Kaymakam Bakır, “Kadınlar, kendilerinin olmadığı yerlere erkeklerin gitmelerine izin vermesinler” dedi.
KİGDER, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilişinin 83’üncü yıldönümünü Limani Restoran’da kutladı. Geceye, Datça Kaymakamı Vehbi Bakır ve çok sayıda davetli katıldı. Gecenin onur konuğu ise şarkıcı Suavi oldu. Üç saati aşkın süreyle sahnede kalan sanatçı davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Datçalı işkadını Deniz Dakikoğlu’na, KİGDER’ın onur plaketi, Datça Kaymakamı Vehbi Baktır tarafından verildi.
‘SİYASET AKŞAM YEMEK SOFRALARINDA YAPILIYOR’
KİGDER Başkanı Menşure Yavuz gecenin açılışında yaptığı konuşmada, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından, Avrupa ülkelerinden çok önce Türk kadınına tanınan seçme ve seçilme hakkını, kadınların yeterince kullanamadığını söyledi. Yavuz, “Kadın hayatın her alanında olmalıdır. Ancak 21’inci yüzyıl Türkiye‘sine baktığımızda istenilen seviyeye ulaştığımız söylenemez. Bu sorunu, sivil toplum örgütleriyle birlikte el ele vererek çözmek zorundayız. Çalışırsak inanıyorum ki, başta parlamentoda olmak üzere yüzde 50 temsil hakkımızı her alanda kazanacağız. Dişimizle tırnağımızla haklarımızı almalıyız. Kadınlar ekonomik özgürlüğünü kazanmadığı sürece bu haklarını kolay elde edemezler. Türkiye‘de siyaset genelde akşam yemek sofralarında yapılıyor. Kadınların bu sofralara katılmaları beyefendiler izin vermediği sürece mümkün olmuyor” dedi.
KADINLAR COŞKUYLA ALKIŞLADI
Datça Kaymakamı Vehbi Bakır da geceye eşinden izin alıp geldiğini belirtip, “Kadınlar kendilerinin olmadığı yerlere erkeklerin gitmelerine izin vermesinler” deyince, salonu dolduran kadınlar tarafından coşkuyla alkışlandı. Kadınların, hayatın her alanında olmaları gerektiğine değinen Kaymakam Bakır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün pozitif ayrımcılık yapmak zorunda olduğumuz kadınlarımızı, gerçekte zor durumlara düşüren de toplum olarak bizleriz. Umut ediyorum, daha az pozitif ayrımcılık yapmak zorunda kalacağımız günleri, birlikte dayanışma içerisinde göreceğiz. Kadının zor durumda olduğu, dışlandığı, ötekileştirildiği, şiddet gördüğü toplumlarda, erkeğin de çocuğun da büyüğün de küçüğünde huzurlu olduğunu söylemek mümkün değildir.”