DOĞAN GÜNEŞ “NAR-TUGAN” GÜNDOĞAN VE KUMBAHÇE’DE

KUMBAHÇE’DE

Kumbahçeliler “Sevgili Arif Vidinli Beyefendi’nin Gündoğan’da başlattığı, Turklerin en eski bayramı olan NAR_TUGAN’ı  , biz Kumbahçeliler de geçen seneden itibaren mahallemizde kutlamaya başladik..
21 aralik günü hep beraber oradayz..” diyerek kutluyacaklar.

NAR-TUGAN
Çok eski zamanlarda, uzak atalarımız Altaylar’da, inanç kaynağının Gök Tanrı TENGRİ olduğu dönemde, gece karanlığının en uzun yaşandığı Kış Gündönümü’nde; Yirmi-bir Aralık ile Yirmi-iki Aralık gecesinde bir kutlama yapılır; bir şenlik düzenlenirmiş.
Uzayıp giden karanlık gecelerin son bulması; daha çok güneş, daha aydınlık günlerin müjdesi olan bu gecede ortada büyük bir ateş yakılır; Ulu Akçam Ağacı ”Dilek Ağacına” dönüşür; Akçam Ormanlarının iyilik Meleği Ülgen Baba’ya dilekler sunulurmuş. Gündoğumu’na kadar süren NAR-TUGAN şenliklerinde, ezgiler ve danslar eşliğinde GÜNEŞ kutsanır; ve daha aydınlık günlere kavuşuyor olmanın coşkusu yaşanırmış.

Çünkü 21 Aralık gecenin en uzun, gündüzün en kisa olduğu gündür.
Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.
Yani gün yol alır.
Gün ışıktır
Gün ateştir
Gün berekettir.
Gün yaşamdır
Böylelikle yeni bir yaşam
Yani
Yeni bir yıl başlıyor
Bundan güzel
Bundan doğal
Ve
Bundan gerçek bir yeni yıl olabilir mi?
İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar.
Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı : NAR-DUGAN, NAR-TUGAN
(nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.tir..

Olay şöyle: Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir “Akçam Ağacı” bulunuyor. Bunun tepesi, gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor ve buna “Hayat Ağacı” diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde buluruz.

Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
“Doğum, güneşin yeniden doğuşu
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar.
Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.

Bütün dinlerin çıkış kaynağı olarak kabul edilen Şamanizm‘in kökenleri İÖ 50 binli yıllara kadar dayanır. Doğaya hükmeden (yağmur, kar, güneş, fırtına, rüzgâr) güçlere tapınmayı temel alan bir inanç şeklidir. Bu inanç biçimi Türklerin de ilk dini olarak karşımıza çıkar.

Bu bilgiler doğrultusunda biz de doğaya dayalı bu bayramı yaşam alanlarımızda kutlamaya başladık.
İlk defa Gündoğan’da Arif Vidinli beyefendi tarafından 8 sene önce başlatılan bu bayramı geçen seneden itibaren bizler de Kumbahçe mahallesinde kutlamaya başladık..21 Aralık saat 14.00’den itibaren Kumbahçe’de buluşmak üzere.